Ana içeriğe atla

Bir Karakter Yaratmak



Öncelikle belirtmem gerekirse burada yazdıklarımı paylaşacak mıyım yoksa başka bir platformda yazıp buraya aktaracak mıyım bilmiyorum, bu yüzden bu etiket altındaki gönderilerin asıl amacı yazmaya dair naçizane birkaç tüyo vermektir, bunlar da elbette deneyimlerimden yola çıkıyor, profesyonel bir amacı yoktur.

Evet şimdi, birkaç tepkili yorumdan koşarak kaçmak için yaptığım açıklamayı geride bıraktığıma göre bir karakter yaratmak nasıl bir iştir ona bakalım.

Bir keresinde yazıları gerçekten muazzam olan bir arkadaşım karakterleri, hikayeyi benimsemek için onları gerçekmiş gibi sevmek gerektiğini söylemişti. Onları arkadaşlarınız gibi yanınızda taşımanız, onlarla beraber dolaşmanız, hatta uyumanız gerekiyormuş, ehm, neyse. Ben de bu düşünceye katılmakla beraber eğer becerebilirsem size bir liste sunmak istiyorum, umarım sıkılmazsınız.

1- Yaratacağınız Karakterin Geçmişi: Bir karakterde bu en önemli noktalardan biridir, en azından benim için. Zira hepimizin kişiliğinin parçaları bir nevi geçmişten gelir, yaşadığımız deneyimler kendimizi görmemize yardımcı olur ve gerçekçi çizgilerle bir kurgu yaratmak istiyorsak açık kalmadan o karakterin neler yaşadığını, ailesini, çocukluğunun izlerini belirlemeliyiz. Psikolojik olarak da çocukluğun önemi olduğu kanıtlandığından, ufak noktaların büyük tesirlere sebep olacağını düşünüyor, önce bunu planlamanızı tavsiye ediyorum.

2- Mizaç: Burada çelişki yaratan bir noktalardan biri de şudur. Karakterinizin mizacı. Tüm karakterler geçmişinde aynı şeyleri yaşayabilir ama bu deneyimleri nasıl değerlendirecekleri size kalmıştır. Eğer karakteriniz çektiği acıyı başkalarından çıkarırsa bu sizin seçiminizdir. Yani olaylara vereceği tepkiyi iyi ele almalısınız. Ben buna net bir tanım olmasa da mizaç dedim, karanlık bir noktaya benziyor ve yazılırken işin tamamen size kaldığını belirtiyor.

3- Zayıf ve Güçlü Yanları: Fikrimce bir karakter ne tam iyidir ne de tam kötü. Çünkü kurgusal dünyadan uzaklaşıp gerçekliğe baktığımızda da insanların böylesine net çizgilerle ayrılmadığını görürüz. O yüzden karakterinizin zayıf ve güçlü yanlarını belirlemek, bunları da keskinleştirmeden birbirine katmak önemlidir. Karakteriniz kutuplaşmasın, bir bütün olsun.

4- İlişkiler: Karakteriniz elbette bir yerde sosyalleşmek, konuşmak, paylaşmak durumunda kalacaktır. O yüzden zihninizde yazdığınız karakterin diğerleriyle olan ilişkisi şekillenmelidir. Burada herkese aynı bakış açısı almamasına dikkat edin, karşılaşacağı her tip farklıdır ve hepsine karşı mizacına uygun olarak farklı davranışlar benimseyebilir. Kendimiz nasıl herkese aynı davranış şeklini denesek dahi uzun süre sergileyemiyorsak, karakterinizin de değişebileceği yanlar olacaktır.

5- Esneklik: Bu en önemli maddelerden biridir. Karakteri kurarken ve ona olaylar yaratırken ‘kesinlikle böyle davranır’ ya da ‘böyle davranmalı, başka bir şey yapamaz’ şeklinde düşünmeyin. Karakterinizin düşünceleri değişebilir, deneyimler kazanıp ilerleyebilir, sabit kalması kurgusal dünyada bile imkansızdır. Bu yüzden onun davranışlarının, hareketlerinin hep aynı çizgide kalması için ısrar etmeyin, onu serbest bırakın (Ayrı eve çıkan çocuk muamelesi sergiledim ama olsun.).

6- Detaylar: Bunu kesinlikle yıldızlamak istiyorum. Karakterin ufak detayları onu sağlam yapacak en önemli unsurlardandır. Bitter çikolatayı sevmesi dahi, gerçekçiliğe yaklaştığını gösterir. Yazının en başından beri gerçekçilik dediğimi biliyorum fakat bu benim için önemli bir faktördür. Okuduğum bir karakterle bağ kurmak isterim ki okuyucuların da böyle isteyebileceğini, onun yanı sıra yazan kişilerin de o karakteri benimsemesinin yazmayı kolaylaştıracağını, zevk verici hale getireceğini düşünüyorum. Konuya dönecek olursak, karakterinize hobiler, fobiler, aklınıza gelen her şeyi katın. Evet, bunca yazıdan sonra özet olarak ne buluyorsanız ekleyin demiş gibi gözükebilirim ama öyle değil. Karakterin neyi sevdiği, neyi sevmediği, neyi yapmaktan hoşlandığı onun hayatına canlılık katan unsurlardır. Belki yatağın ne tarafında yatmayı sevdiğini bile düşünebilirsiniz ya da bu dediğimi unutun...

Umuyorum ki eğlenceli ve faydalı bir yazı olmuştur. İyisiyle kötüsüyle yorumlarınızı beklerim, sorularınız varsa da belirtebilirsiniz. Bir sonraki yazıya kadar -ki bu pek uzun süre olmaz sanırım- görüşürüz...

(Çizimin Kaynağı: tık. )

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

K-Pop’ta Ne Keşfettim?

Merhabalar, ben her gün K-Pop’ta yeni bir şeyler keşfeden biri olarak buraya en güzellerini keşfettikçe atmayı planlıyorum. Bilmeyenler için K-Pop, Kore Pop’un kısaltılmışı olmaktadır, daha çok dijital müzik türüne kaymış, rap, hip-hop ve r&b’yi de barındırıyor diyebiliriz. Tabii bu müzik türünün kliplerindeki görsellik de önemlidir bir nevi. Küçücük müzik bilgim yalnızca bunu açıklamaya yetti. Şimdi gelelim favorilerime, özellikle klipleriyle beraber veriyorum ki görsellikle müzik birleşince bu türde daha keyif verici bir hal alıyor. 1- BTS - Not Today Favori grubumla başlamasam olmazdı diyerek, lafı kısa kesiyorum. 2- GOT7 - Hard Carry Grubun yeni şarkısı bulunsa da her zaman favorim budur. 3- EXO - Monster Tabii, klasikleri konu alacağım ayrı bir yazı olacak olsa da listede bu grubun da yer alması lazımdı. Seri bir yazı planladığımdan sizi bilmediğiniz diyarlara da götüreceğim, şimdilik bilinenlerle küçük bir tur atalım. 4- NCT U - The 7th Sense B

Keşif: HONNE ve The Fin.

Ara sıra keşfettiğim güzel gruplar veyahut sanatçıları paylaşmaya karar verdim ve bugün -ya da hafta- için iki müthiş önerim var. Elektronik müziğin normal müziğe bir parça karışmasını sevenlerdenseniz ve indie hoşunuza gidiyorsa sizi şu iki grupla karşılayabilirim. Birincisi: HONNE. Türü elektronik ve soul olarak geçiyor, baştan belirteyim. İngiltere çıkışlı bir grup kendileri. Uzatmadan önerimi ekleyeyim. İkincisi: The Fin.Türü indie, ki gerçek anlamda bunu sezebilirsiniz. Japonya çıkışlı ama şarkı sözleri İngilizce. Bu grubun da en sevdiğim şarkısını hemen ekliyorum. Klibi ekleme şansım olmadı ama bu şekilde de dinlemek bile yeterli. Umarım seversiniz, tadını çıkarın. ^^